İSTANBUL 28.AĞIR CEZA MAHKEMESİNİN 2017/204 ESAS SAYILI DOSYASINDA MÜŞTEKİ-KATILAN OLARAK HAZIRLADIĞIM BEYAN VE KROKİ ÖZETİ:

15.Tammuz.2016 günü Boğazın kapatılması ve çeşitli noktalardaki hareketliliği öğrenmem üzerine, üstüne nasıl hareket etmeleri gerektiğini sordum, “Sorumlu müdür beni arayarak 5 personelin uygulama noktasında kalmasını, zırhlı araçla Tuzla İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne gitmemi emretti. Yol yoğun olmasından dolayı kapalıydı. Orhanlı gişelerinden inerken 6 tankın hareketliliğini gördüm. Telsizle bilgi veremedim ama 155’e durumu telefon ile bildirdim. Tuzla İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne kontrollü şekilde girdik.

Televizyondan yaşanan durumu anlamaya çalıştım. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmasını izledikten sonra durumun vahametini anladım. Daha sonra İstanbul’a geçecek 2 birliğin engellemesi talimatı verildi.

Tuzla Mehmetçik vakfında arkadaşlarımız 5 kişiydi, takviye olmak için üstlerime durumu bildirdim, inisiyatif alarak 5 kişi olarak yola çıktık. O sırada polis arkadaşım telefon açtı, ‘yolu kapattıklarını, trafiği durduklarını’ iletti. Birlikteki askerlerin araçlarından inerek yaya olarak geldiğini, bir arkadaşımızın vurulduğunu ve rehin alındıklarını söyledi. Uygulama noktasına geldiğimde silahımı kurdum, çelik yeleğimi girdim. 5 arkadaşım da benle beraber canlarını hiçe sayarak geldi. Müzakere eğitimim olduğu için onlarla görüşeceğimi, onların bir kaç adım geride kalmasını söyledim. Mehmetçik vakfı girişinde Yaklaştığımızda elimde silah olmadığını gösterdim, diyalog yapmak istediğimi ve rehin olan arkadaşımız varsa bize göndermelerini Silah bırakmalarını yaptıklarının yanlış olduğunu söyledim – Sana mı soracağız? Cümlesini duyduktan sonra arkadaşlarım ateş açmasın diye arkama döndüm, baktım ki abluka altına alınmışız. O anda silah sıkıldı ve kurşun sağımdan girdi, solumdan çıktı.” (Ek:5-a, Ek:5-b, Ek:5-c) Olayı Anlatır Çeşitli açılardan Krokisini çizdim.

Ek:5-a

Ek:5-b

Ek:5-c

Yere düşmesinin ardından yüzbaşının başına silah dayadı yüzbaşı daha sonra yarama basarak silahımı aldı.

Arkadaşlarının da yere yatırıldığını gördüm, “arkamdaki bir memur Arkadaşım, benim çok kan kaybettiğimi söyledi. Vatandaşlardan veya arkadaşlarımdan da gelmiş olabilir, ‘hastaneye götürün, ölüyor’ diye söylendi. Sonra kendimi kaybetmişim, gözümü açtığında hastanedeydim. Ameliyat eden Doktorum geldi, sürekli arkadaşlarımı sorduğumu söyledi.

Bu çocuklar önce Allah’a sonra Amirleri olduğum için bize emanet Onlara birşey olduysa  ailesine ne hesap veririz diye düşündüm çok üzüldüm ve ağladım.

Olay sonrasında Mehmetçik Vakfında 180 asker, 2 otobüs dolusu mühimmat olduğunu öğrendim. 180 askeri bir süre oyaladık daha sonra Sultanbeyli vatandaşların askerleri derdest ettiğini öğrendim, daha sonra gözaltına alınan askerler arasından kendisini vuran yüzbaşının Sinan Canlı olduğunu fotoğraftan teşhis ettim. Arkadaşlarımı kurtarmak için olay yerine gittim. O arkadaşlarım da bizim için yapardı. Biz 180 askeri orada 8 kişi en azından oyaladık. Zamanında geçmesini engelledik, o arada vatandaş yola döküldü, askerleri almış oldu. Asker geçseydi, belki kritik noktaları işgal edecekti ve daha çok şehit verecektik.